Ayşe Gözlükaya1, Oktay Eray2, Özlem Yiğit2, Erkan Göksu2, Cenker Eken2

1Afyon Devlet Hastanesi, Acil Servis, Afyon
2Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Antalya

Anahtar Kelimeler: Acil servis, böbrek nakli; rejeksiyon.

Özet

Amaç: Son dönem böbrek hastalığının en etkin tedavisi böbrek naklidir. Bu hastaların sayısı arttıkça hastaneye başvurma sıklığı da artmakta ve normal takipleri haricindeki akut sorunlarında ilk tercih ettikleri yer, 24 saat hizmet alabilecekleri tek yer olan acil servisler olmaktadır. Bu hasta grubunda karşılaşılan en önemli sorun rejeksiyondur. Bu çalışmanın amacı, acil servise başvuran böbrek nakli olmuş hastalarda rejeksiyonu öngörmede yardımcı olabilecek risk faktörlerini belirlemektir.
Gereç ve Yöntem: Akdeniz Üniversitesi Hastanesi acil servisine herhangi bir yakınmayla başvuran böbrek nakli hastaları ile geriye dönük, vaka-kontrol tipi bir çalışma yapıldı. Bu başvurular içinden rejeksiyon tanısı ile hastaneye yatırılan hastaların özellikleri belirlendi. Nakil hastası olup aynı dönemde acil servise başvurmuş, yaşları, cinsiyetleri ve başvuru şikâyetleri çalışma grubu hastalarına benzer olan rejeksiyon tanısı almamış 40 hasta seçilerek kontrol grubu oluşturuldu. Rejeksiyonu belirleme olasılığı olan 9 takip verisi belirlenerek her iki grupta karşılaştırıldı. Tüm veriler SPSS 15.0 programına kaydedilerek istatistiksel analizleri yapıldı.
Bulgular: Çalışmaya 20 rejeksiyon grubunda 40 kontrol grubunda olmak üzere toplam 60 hasta alındı. Hastaların acil servise başvuru şikâyetlerine bakıldığında iki grubun benzer olduğu bulundu. Her iki grup arasında donörleri, HT varlığı, kan grubu, Rh ve HLA uyumu açısından fark bulunmadı. Rejeksiyon grubunda diyabetlilerin oranı %25 (n=5) iken, kontrol grubunda %5 (n=2) olarak saptandı (p=0.036). Rejeksiyon grubunda sirolimus kullanımının istatistiksel anlamlı olarak yüksek olduğu görüldü (p=0.035). Siklosporinin ise kullanılmamasının yine rejeksiyon grubunda anlamlı olarak yüksek olduğu görüldü (p=0.009). Acil servise başvuru sırasındaki kreatinin değerinin bir öncekine göre artış oranları da anlamlı olarak farklı bulundu.
Sonuç: Acil servise rejeksiyon düşündüren semptomlarla başvuran hastalarda hastanın nakil zamanı, diyabet varlığı, sirolimus kullanılması, siklosporin kullanılmaması ve kreatinin değerlerinin bilinen en son değere göre artmış ve yüksek olması akut rejeksiyonu belirlemek açısından anlamlı bulunmuştur.